Hayat eşit değildir; herkes ayrı kulvarda ilerler

Necmi Kocaman

Necmi Kocaman

Tüm Yazıları

Bu yazımda; hayatın aslında eşit olmadığını, kimse için eşit olamayacağını ve bunun aslında çok da normal olduğundan bahsedeceğim. Hep eşitlik üzerine konuşan, bağıran hatta kavga eden insanlar var.

Kadın erkek eşitliğini savunurken ağzından köpükler çıkarak şiddete varan söylemleri ile konuyu savunabilecek insanları bile korkutan tarzda konuşmalar görüyoruz... Eşitlik eşitlik diye bağırırken neyden bahsettiklerini tam olarak anlamak mümkün olmuyor aslında. Güzel güzel konuşan, medenice derdini anlatabilen, söyleşiler yapan, karşılıklı konuşmayı başarabilen insanlardan söz etmiyorum.

Benim şu an bahsettiğim insan modelini gözünüzde canlandırmanız için biraz tasvir etmek isterim; Söylediklerini duyuramayacağını düşündüğünden mi, yoksa karşıdakinin söylediğini hiç bir şekilde duymamak için mi bilinmez; bu kişiler genelde çok yüksek sesle bağırırlar ve ardı arkası kesilmeyen kelimeler sıralarlar. Genelde bir konuyu hedef almış gibi gözükseler de aslında farklı konulara değinmek ve gündeme gelebilmek için, belki de meşhur olabilmek için -zamanın meşhurları böyle de olabiliyor kendilerini bir grubun öncüsü gibi göstererek popülerlik kazanarak bir takım düşüncelerin savunucusu rolünü üstleniyorlar...

Öncelikle şunu söylemek istiyorum, medeni toplumlarda insanlar dertlerini anlatırken daha farklı yöntemler seçiyorlar. Sesini duyurmak için bağırmak zorunda olduğunu düşündürten şey tam olarak nasıl bir içgüdü bilemiyorum. Mutsuz toplumlarda insanların daha yüksek sesle konuştuklarını, içlerinde yaşadıkları öfke problemlerini dışarı böyle yansıttıklarını düşünüyorum.

Sıkıcı hem de 21. yüzyılda konuşması bile komik gelebilecek bir konu. Ancak ne yazık ki, hâlâ bunlar gündemde yer buluyor. İş yerinde aynı pozisyonda çalışan iki kişinin, sadece cinsiyet farkı yüzünden farklı maaş aldığını; özellikle büyük, kurumsal firmalarda bile bu durumun devam ettiğini duyuyoruz.

Bu sorunlar bazen insan hakları mahkemelerine taşınıyor ve kadın yöneticilerin açtığı davalarda ciddi kazançlar elde edildiğini görüyoruz. Bu sadece bizim ülkelerimizde değil; ABD, Avrupa gibi çok medeni kabul edilen coğrafyalarda da yaşanıyor. Kadınlar bu konuda daha çok mağdur edilse de erkeklerin de bazı yerlerde kendilerini geride hissettiği, kadınlarla eşit haklar talep ettikleri durumlar olabiliyor.

Genelde eşitlik denilince akla kadının ezildiği durumlar gelse de bunun tersine örnekler de var. Ancak sosyal yaşamda eşitlik kavramı bazen abartılıyor gibi geliyor bana. Sadece kadın-erkek olarak değil, insan olarak da kimse eşit yaratılmamış. Herkesin yetenekleri, sahip olduğu özellikleri birbirinden farklı. Yetkinlikler de farklı olduğu için, herkesin eşit değerlendirilmesi veya aynı gelir seviyesine sahip olması mümkün değil. Hayatta yaptığımız her iş, kendimize kattığımız her yetenek, hayatımızı belirleyen unsurları etkiler. Bir dostluk ilişkisi bile böyledir.

Daha çok vakit ayırıp emek verdiğiniz bir arkadaşınız, "en yakın dostunuz" olurken, diğerlerine bu kadar vakit ayırmazsanız, onlar uzak kalır. Çünkü insan neye yatırım yaparsa o alanı iyileştirir. Bu da aslında eşitliği ortadan kaldırır. Hayatımızdaki değerler, maddi-manevi olaylar bizim belirlediğimiz kriterlere, harcadığımız zamana göre şekillenir. Hayatın her alanında eşitlik, sadece bazı kavramlar için geçerli olabilir. Gerçekler ise çoğu zaman ıskalanamaz. Hayat eşit değildir; herkes ayrı kulvarlarda ilerler.

Kimisinin yeteneği farklıdır, kimisinin yaşam alanı. Kimisi aileden gelen miras ve imkanlarla hayata başlarken, kimisi yaşam boyu çalışır. Ancak çalışan kişi, elde ettiği gelirle daha doğru yatırımlar yapabilir ve hayatta farklı bir noktaya gelebilir. Eşitlikten bahsedebilmek için tüm koşulların laboratuvar ortamında şekillendirilmiş olması gerekir. Ancak bunu sağlasanız bile, o ortamdan çıkan bireylerin farklı seçimler yapacağı bir gerçektir…

Bazen çok kızdığım konular oluyor. Bazı insanların doğustan şanslı olduğunu düşünüyorum. Bu bir gerçek. Ancak buna sinirlenmek yerine, hayatın her şeyı içerebileceğini kabul ederek, kendi avantajlarıma odaklanıp mutlu olmaya çalışıyorum. Bu, hayatı daha yaşanılabilir kılıyor ve şansımı daha iyi değerlendirmemi sağlıyor. Hayat eşit değil, ama her şeye rağmen güzel.

Hayat eşitlik kadın-erkek