Siyonizmin büyük rüyası…
İsrail'in bir yanda Gazze'ye, bir yanda Batı Şeria'ya, bir yanda Lübnan topraklarına saldırıları aralıksız sürüyor.
Birkaç cephede birden katliamlar devam ediyor.
Mesele sadece Hamas ya da Hizbullah değil.
Bu zaten aşikâr.
Siyonist zihniyetin yayılmacılığı ve "vadedilmiş topraklar" söylemi, günümüzde yaşanan dramın arkasındaki asıl neden.
Dünyanın buna karşı birlik olmamasıysa İsrail'e yarıyor.
Hala "holokost mağduriyeti" üzerine söylemlerle günümüzdeki katliamların üzerini örtmeye, dikkatleri dağıtmaya çalışıyorlar.
ABD ve Almanya başta olmak üzere pek çok batılı devlet de buna çanak tutuyor.
Almanya Başbakanı Scholz açık açık İsrail'e silah satmaya devam edeceklerini söylüyor.
ABD'de ise başkan adayları İsrail'e destek söylemlerinde yarışı bırakmış değil.
Elbette hepsinin kendi gündemi, amacı var.
Sivillerin ölümü ya da halkların uğradığı zulüm onlar için beylik cümlelerle "endişe" ifade etmekten fazla bir öneme sahip değil.
Tablo böyleyken İsrail'de özellikle aşırı sağcılar, bölge halklarına yaşam hakkı tanımayan yayılmacı zihniyetlerini açık açık dile getirmekten çekinmiyorlar.
Filistinli diye bir halk olmadığını yüksek sesle söyleyebiliyorlar.
Daha birkaç gün önce, İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotriç bir kez daha bundan bahsetti.
Yayınlanan bir belgeselde, "Kudüs'ten Şam'a kadar Yahudi Devleti" dedi.
Arada koca bir Lübnan var ki günümüzde içine düştüğü durum malumunuz.
"Şam'a kadar" demek, Suriye topraklarının da hatırı sayılır bir kısmı demek.
Zaten aslında Suriye toprağı olan Golan Tepeleri uzun zamandır İsrail'in işgali altında.
Öyle görünüyor ki daha fazlasını arzuluyorlar ve uzun vadede bu kanlı emellerine ulaşmak için ellerinden geleni yapacaklar.
Yıllar önce bir başka İsrailli siyasetçi ve yazar, Avi Lipkin de bundan bahsetmişti.
"Sınırlarımız önünde sonunda Lübnan'dan Suudi Arabistan'a, Akdeniz'den Fırat'a kadar uzanacak" demişti.
Yani hedeflerinde Ürdün ve Irak toprakları da var.
Günümüzde İran'la İsrail arasında yaşanan büyük gerilim de boşuna olmadığı anlaşılıyor.
Çünkü bu bölgelerde İran siyaseten ve vekil güçleriyle sahada etkin.
Bir diğer deyişle, Lübnan'da yaşananlar aslında bir yönden de Suriye'nin savaşı.
Çünkü sonra sıra Şam'a gelecek, görünen o...
Tam da bu noktada Şam'ın ülkedeki durumu toparlaması daha da büyük bir aciliyet taşıyor.
Bunu yapabilmek için de Ankara ile normalleşmeye hız vermesi hayati önemde.
Çünkü Türkiye, gelen tehlikeyi en iyi sezen ülkelerden biri.
İsrail Cumhurbaşkanı Herzog, "Türkiye'ye yönelik bir planımız yok" diyor.
"Hiçbir zaman olmadı" şeklindeki sözleriyle Ankara'dan ve Türk halkından gelen tepkileri en azından yumuşatmak istiyor.
Peki bu sözlere ne kadar güvenilir?
Yakın geçmişte yaptıklarına, imza attıkları katliamlara bakılınca İsrail'e sessiz kalmak vicdani açıdan bile mümkün değil.
Sözde "Büyük İsrail" hayali bütün bölge için ciddi bir tehlike.
Diyelim ki Herzog'un sözleri doğru.
İsrail'in Suriye'de Şam'a kadar uzanma hayaliyle atacağı adımlar bile başlı başına risk.
Zira Ortadoğu'da İsrail demek, ABD demek.
Suriye'de ABD demekse, PKK/YPG terör örgütü demek.
Yani Türkiye'nin yıllar boyu mücadele verdiği bir beka sorunu demek.
Günümüzde yaşananları ve "Büyük İsrail" söylemlerini ellerini ovuşturarak beklediklerini söylersek yanlış olmaz.
O nedenle İsrail bir an önce durdurulmalı.
Çok geç olmadan... Son sözüm İsrail’e gemilerle yollanacak malzeme araçlarını limanlarda engelleyen geçit vermeyen AGD li gençleri tebrik ediyorum …
Değerli NoktaGazetesi.com.tr okurları,
NoktaGazetesi.com.tr ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da NoktaGazetesi.com.tr sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar NoktaGazetesi.com.tr yorum alanında paylaşılamaz.
NoktaGazetesi.com.tr yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, NoktaGazetesi.com.tr bu sorumluluğu üstlenmez.
NoktaGazetesi.com.tr'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.