Buz gibi hava, buz gibi futbol, sımsıcak atmosfer!

Kocaelispor, Bandırmaspor ile sahasında 2-2 berabere kaldı.

İkinci sıradaki rakibi karşısında uzatma anında gelen gol değerliydi ancak bu maç açıkçası kazanılacak bir maçtı.

Çok düşündüm maça gitsem mi gitmesem mi diye…

Hava buz gibiydi…

İçimden bir ses “Kaçmaz bu maç” dedi.

Koyuldum yola… Stada ulaşmak zulüm… Park yeri bulmak zulüm… İçeri girmek zulüm…

“Şaka gibi” gerçekten!

Bu stadı buraya yapanı, dahiyane fikri düşünenleri bulup ödül vermek gerekir!

Güvenlik duvarını aşıp sonunda stada girdik çok şükür…

Soğuk havada güzel bir atmosfer vardı… İnsanın içini ısıtıyordu…

Takımlar sahaya çıkıyor, “Tiryakinim” şarkısı ile taraftar stadı inletiyordu…

Hakikaten kim bulduysa bu şarkıyı, Körfez’ime çok yakıştı. Dinlerken insanın içi kıpır kıpır oluyor…

Lider Kocaelispor maça iyi başladı ancak rakip 15-20’lerde oyunu dengeledi.

Bu süreçte Ahmet Oğuz kendisini attırmak için mücadele etti.

Lomel’i sakatladığı pozisyonda ikinci sarı kartın çıkmaması onun şansıydı!

Çok güzel bir dakikada golü bulduk. Yusuf Cihat olması gereken yerdeydi ve kaleci Zafer’i avladı.

Yediğimiz gol ise iki türlü bombaydı.

İlkinde top rakip oyuncudan çıktı, ikincisinde ise eski Göztepeli Atınç’a rahat bir vuruş imkanı verdik.

Eski Göztepeli dedim… O da golden sonra tribünlere oynadı. Belki seneye Göztepe’ye transfer yapar! Ya da çıkar tribüne üçlü çektirir. Seviyormuş bu işleri demek ki…

Bu oyuncuya golü attırmadan önce adam adama savuna yok, alan savunması da yok.

Kaleci Gökhan’ı hepimiz çok seviyoruz ama her yan topta yüreğimiz zıplıyor!

İç sahada nedense istediğimiz oyunu bir türlü oynayamıyoruz.

Yan pası çok yapıyoruz… Gereksiz top kayıpları oluyor… Daha da önemlisi formsuz oyuncumuz da var.

Yaratıcı, oyunu yönlendiren, adam eksilten oyuncu sıkıntımız bariz.

Bu nedenle devre arasında 8 numara için şimdiden harekete geçmeliyiz. Yusuf’a bir şey olursa Pedrinho’nun sırtına çok yük veririz.

İkinci yarıya istediğimiz gibi başlayamadık, gerçekten çok şanssız bir gol yedik, geriye düştük ve dahası 60’larda çok yakından gol kaçırdılar.

Neyse ki Gökhan maçın kader kurtarışına imza attı.

Maç 3-1 olsa işimiz zordu.

Oyuncu değişiklikleri sonunda oyunu dengeliyoruz, sonra baskıyla daha çok atak yapmaya çalışıyoruz.

Uzatma anında oyuna sonradan giren Mehmet Yılmaz resmen adrese teslim topu kesiyor ve Oğulcan da gerçekten çok şık bir kafa golü atıyor.

Maç 5 dakika daha oynansa galip de gelebilirdik.

Maçı bırakmayan futbolcularımızın özverisi için kendilerine teşekkür ederim.

Puan ve liderlik önemli… Neticesinde direkt rakibini altta tuttun.

Lider olarak yolumuza devam ediyoruz.

Ama şunu unutmayalım… Sahamızda zorlanmaya devam ediyoruz.

Buz gibi havada stada koşan 15 binden fazla taraftar göze hoş gelen futbol izlemek istiyor.

Bazı şeylere dikkat etmemiz gerekiyor. Bunun da panzehiri Ertuğrul hoca tabii ki.

Şimdi önümüzde Adana maçı var. Maç maç bakmak ve ciddiyeti elden bırakmamak zorundayız.

Fikstür avantajımız var, evet kabul ediyorum ama nedendir bilinmez içinde hep değişik bir sıkıntı var.

İç sahada rakiplerin daima ikinci bölge savunması ile bizi karşılayacağını çok iyi biliyoruz.

Bunun için ofans hattındaki çeşitliliği artırmak lazım.

Formsuz oyuncular da düzelirse ve devre arasında 3 nokta transfer yaparsak bu takım kesinlikle şampiyon olur.

Bize yakın takım yok.

Hem bütçe, hem kadro, hem de camia anlamında şampiyonluğu bu ligde en fazla hak eden takım biziz.
He bu arada 15-20 bin taraftar geldiğinde hala stadımız içler acısı…

İnşallah 30 bine oynadığımızda neler yaşayacağız çok merak ediyorum!

O yüzden bizim taraftarımız her şeyin en iyine layık.