Yılbaşı kutlamak, piyango bileti almak günah mıdır?

Mehmet Sönmezoğlu

Mehmet Sönmezoğlu

Tüm Yazıları

Ay ve Güneş; ilâhî kudret, azamet ve sanatın iki büyük tecellîsidir. Âyet-i kerîmede:

“Güneşi ışıklı, Ay’ı da parlak kılan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona (Ay’a) birtakım menziller takdir eden O’dur…” (Yûnus, 5) buyrulmaktadır.

İster Kamerî (Ay), ister Şemsî (Güneş)yıl başlarında mü’mine düşen görev, geçen senelerin muhâsebesini yapıp hatâ ve kusurlarının telâfîsi için istiğfar ve sâlih amellere yönelmek, ömründen kalan kısmın geçen kısımdan daha hayırlı olması için gayret-i dîniyyesini artırmaya çalışmaktır.

Unutmayalım ki günleri ve geceleri yaratan; ayları ve yılları yenileyen Rabbimiz; kıyâmet günü hepimizi ömür nîmetinden hesaba çekecektir. O zorlu gündeki hesabımızın kolay olması için bugün kendimizi sık sık hesaba çekip hayatımıza îman ve sâlih amellerle istikâmet vermemiz elzemdir.

Böyle bir muhâsebeyle ihyâ edilmesi gereken bir zamanı, gayr-i müslimlerin âdetlerine özenerek, hindili, pastalı, çam ağaçlı, İslâmî değerlerle bağdaşmayan gâfilâne eğlenceler ve azgınlık tufanlarında ziyan etmek, hiçbir müslümana yakışmaz. Fakat bu nevî davranışlara meyleden din kardeşlerimiz varsa, onları yumuşak bir lisan ve nâzik bir üslûb ile îkaz etmek de, bir îman mes’ûliyetidir.

YILBAŞI KUTLAMAK GÜNAH MIDIR?

Gayr-i müslimlere benzemekten sakınmak, İslâm şahsiyet ve vakârını muhâfaza etmenin en mühim şartlarından biridir. Bunun içindir ki Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ibadetlerde bile gayr-i müslimlere benzememizi yasaklamıştır. Zira gayr-i müslim­lere benzemek ve onların nefsânî hayat tarzlarını taklit etme hastalığı, îmânı tehlikeye atan hususlardan biridir. Îman temelindeki çözülmelerin, fikrî ve ahlâkî yozlaşmaların birçoğu, bu tür taklitlerle başlar. Taklit, zamanla alışkanlık ve huy hâline gelir. Bunun içindir ki hadîs-i şerîfte:

“Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.” buyrulmuştur. (Ebû Dâvûd, Libâs, 4/4031)

Cenâb-ı Hak da âyet-i kerîmede, kimlere benzemeye çalışmamız gerektiğini şöyle beyan buyurmaktadır:

“Kim Allâhʼa ve Rasûlʼe itaat ederse işte onlar, Allâhʼın kendilerine lûtuflarda bulunduğu peygamberler, sıddıklar, şehidler ve sâlih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!” (en-Nisâ, 69)

Buna mukâbil, namazın her rekâtında okuduğumuz Fâtiha’nın son âyetinde de:

“…Gazaba uğrayanların ve sapıkların (yoluna) değil.” (el-Fâtiha, 7) buyurarak, İslâm dışındakilere benzemeyip onların yolundan, hâlinden ve âdetlerinden uzak durmamızı emretmektedir.

Velhâsıl bir müslüman; hayatının her safhasında, İslâm şahsiyet, karakter ve vakarına yaraşır bir duruş sergileyip gayr-i müslimlerin âdetlerinden uzak durmakla mükelleftir.

PİYANGO BİLETİ ALMAK GÜNAH MI?

İnsan şahsiyetine en çok tesir eden iki müessir vardır. Birincisi; ülfet ettiği kimselerin mânevî durumudur. İkincisi de kazancının ve yediği lokmaların helâliyet derecesidir. Helâl kazanıp helâl yemek, o kadar mühimdir ki, ibadetlerin makbûliyeti dahî buna bağlıdır.

Hâl böyleyken, günümüzde gayr-i müslimlerin âdetlerinden olan “yılbaşı eğlenceleri” adı altında milyonlarca piyango biletinin satılıyor olması, son derece hazin bir durumdur. Piyango ve benzeri şans(!) oyunları, apaçık bir kumardır. Kumar ise Allâh’ın haram kıldığı bir fiildir. Zâhiren kazananın da hakîkatte kaybettiği, hiçbir kazananı olmayan, aslâ huzur ve mutluluk getirmeyen bir musibettir.

Âyet-i kerîmede buyrulur:

“Ey îmân edenler! (Sarhoşluk veren) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları ancak birer şeytan işi pisliktir! Bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.” (el-Mâide, 90)

YILBAŞI KUTLAMAK NEDEN GÜNAH?

Hristiyan âleminin mukaddes sayıp kutladığı yılbaşını kutlamak, İslâm şahsiyet ve karakterine aykırıdır. Zira yegâne hak dîn olan İslâm mükemmeldir. Mükemmelin ise artık hükmü bitmiş ve tahrife uğramış bir dinden alacağı hiçbir şey yoktur.

Ayrıca hiçbir mukaddes gün, nefsânî eğlencelerle, haramlarla, şeytânî çılgınlıklarla idrâk ve ihyâ edilmez. Sadece bu hakîkat bile yılbaşını kutlamanın, ne kadar bâtıl bir âdet olduğunu ifadeye kâfîdir.

(Kaynak;İslam ve İhsan)