Yine “Adam kazandı” ama bu kez “adam” farklı

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, bir kez daha seçmenini yarı yolda bıraktı ve arkasını dönüp gitti. Demek ki huylu huyundan vazgeçmiyor. Aynısını beş yıl önce CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olduğu 24 Haziran’da da yapmıştı. O zaman da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kastederek ”Adam kazandı” diye mesaj atıp sırra kadem basmıştı.

Bu kez en azından kameraların karşısına çıkabildi. Bir şeyler söyledi ama biz gerçekte ne dediğini biliyoruz: Yine “Adam kazandı” dedi! Tek fark, bu sefer o adamın başka bir adam olması.

Peki, bugün ne oldu da Muharrem İnce bu kararı aldı?

Türkiye’de artık bir seçim geleneği haline gelen ve herkesin dört gözle beklediği KONDA anketi, her zaman olduğu gibi seçimden önceki Perşembe günü, yani bugün açıklandı. Gördük ki, Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 5,5 puan fark atarak yüzde 49,3 oyla ilk turda seçimi kazanmanın kıyısına gelmiş. Defalarca test edildiği için KONDA anketinin sonucu Borsa’da yükselişe neden oldu.

Ardından MetroPOLL ve Yöneylem’in son anket sonuçları paylaşıldı ve rakamlar benzerdi. Kılıçdaroğlu’nun birinci turda kazanması artık imkan dahilinde görünüyordu. “İmkan dahilinde” görünmesi bile Kılıçdaroğlu’nun kazanma olasılığını artırıyordu.

*Bu sonuçlar, İnce’ye yönelik yüzde 2 civarında görülen desteğin önemli bir bölümünün Kılıçdaroğlu’na kayacağı anlamına geliyordu. Kılıçdaroğlu’nun birinci turda kazanma olasılığı ortaya çıkınca, Muharrem İnce de şu kararı vermek zorunda kaldı: Ya “Kılıçdaroğlu İnce’ye rağmen kazandı” denilecekti ya da “Kılıçdaroğlu benim sayemde kazandı” diyecekti. Elbette ikinci seçeneği tercih etti.

Muharrem İnce, kendisi için en kötü seçeneğin gerçekleşmesini son anda önledi ama kendisi için en iyi seçeneği de bu sırada kaçırmış oldu. İnce için en iyi seçenek, Erzurum saldırısı sonrasında Kılıçdaroğlu lehine çekilmesi olurdu. Bu ona muhalif seçmen nezdinde kaybettiği sempatiyi önemli oranda geri kazandırabilirdi. Siyasette zamanlamanın ne kadar önemli olduğu üzerine bir ders niteliğinde bu yaşananlar.

Gelelim İnce’nin kumpas suçlamalarına. FETÖ kaynaklı olduğu iddia edilen ve muhalif seçmenin de midesini bulandıran bel altı iftiralara kimse inanmamıştı açıkçası. Her şeyiyle “ben feykim” diye bağıran bu çirkin gösteri, mağduriyete neden olduğu için İnce’nin lehine bile sonuç yaratabilirdi. İnce’ye en kızgın CHP’li seçmenler dahil, kimsenin bu kaset olaylarına tahammülü yok bu ülkede.

AK Parti cephesinin iddia ettiği gibi Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal’a yapılan kumpasla genel başkan olmuş ve şimdi de İnce’ye yapılan kumpasla rakibinden kurtuluyor falan değildi. Çünkü Baykal’ın kaseti gerçek, İnce’nin kaseti sahteydi.

İnce’nin Mart ayı başında yapılan anketlerde yüzde 10’ları geçen desteğinin nedenini iyi analiz edersek, şimdi neden yüzde 1-2’lere kadar düştüğünü ve yarıştan çekildiğini anlarız. Muhalefetin bir adayı yoktu her şeyden önce. Meral Akşener’in masadan gidip geri gelmesi ve Kılıçdaroğlu’nun adaylığının açıklanmasının ardından, kafası karışık olan bir seçmen grubu yavaş yavaş Kılıçdaroğlu cephesine doğru kaymaya başladı. Anket sonuçlarından anlıyoruz ki, Ramazan ayı ve bayramın ardından Kılıçdaroğlu büyük bir atak yapmış ve oyunu yüzde 45’lerden yüzde 49’lara taşımıştı. Buradan çıkarabileceğimiz sonuç, Kılıçdaroğlu’nun başarılı bir kampanya yürüttüğüdür.

Kılıçdaroğlu seçmenin güvenini kazanan adımlar atarken, Muharrem İnce konuştukça batıyordu. Yani özetle kampanyası başarısızdı. Sonuç da böyle oldu.

İnce, bundan sonra siyasette ancak CHP’ye geri dönmesi halinde varlık gösterebilecektir. Kılıçdaroğlu da zaten “Türkiye’nin sofrasına” çağırdı kendisini. Yakında yuvaya dönmüş olarak görebiliriz Muharrem İnce’yi.